1919 Aralık ayının Hacıbektaş-Mucur-Kırşehir-Kaman yol güzergâhlarında toru topu bir haftayı bulmayan Heyet-i Temsili’ye ve Mustafa Kemal’in geliş geçişinin anılarını; o günleri de yaşayan Kırşehirli araştırmacı ve Kırşehir eski Belediye Başkalarından Cevat Hakkı TARIM’dan okuduk hep…
Kırşehir’in Kurtuluş Savaşı yılları ve de 1919‘da Mustafa Kemal ve Heyet-i Temsiliye‘nin gelişiyle ilgili bilgi ve belge toplamaya başladığımda çevre illerin Kurtuluş Savaşı Dönemi’ni inceleyen araştırmacıların kitaplarını da incelemek durumunda kaldım ki, Kırşehir’le ilgili boyutlarda taşıyan Zübeyir KARS‘ın 1993’de Kültür Bakanlığı’nca bastırılan ‘Milli Mücadele ve Kayseri’ adlı araştırması gerçekten lokal bir bölgede olayları derinliğine araştıran hacmi küçükte olsa iyi bir eser..
Bir araştırma kitabının dipnotlarına bakarken haberdar oldum Kırşehirli hemşerimizin bu eserinden.
…Ve sonunda kitabın orijinal baskısını buldum. Edinemediysem de, fotokopisini aldım…
Büyük bir heyecan verdi bana… Tam da ‘Küçük Asya’nın Kır-Şehri’ adlı eserimin 2001’de Sevgili dostum Duran Bülbül’ün katkılarıyla yayınlanan birinci baskısını tamamlamaya yakın günlerdi. Bu kitabımın “Samsun’dan Kırşehir’e Mustafa Kemal” bölümüne ciddi bir kaynak teşkil etti bu anılar…
Kırşehirli Sırrı Kardeş’in 1950’de bastırdığı “Heyet-i Temsiliye ve Mustafa Kemal Kırşehir’de” adlı kitabın varlığı bir Kırşehir evladı olarak tarifsiz bir haz verdi bana…
“CHP Halkevleri Bürosu Yayınları’ndan”, ‘Milli, Kültür Araştırmaları Serisi No:14 olarak Ankara-Ulus Matbaası’na 1950’de bastırılmış.
45 sayfalık ve her bir paragrafı o süreci yaşayanların ve o dönemde hayatta olanların farklı farklı anılarıyla dolu yakın tarihe kaynaklık eden bir kitapçık…
Kitabın yazan Sırrı KARDEŞ; Heyet-i Temsiliye ve Mustafa Kemal‘in Kırşehir‘e gelişleriyle ilgili olarak ilk defa 23 Aralık 1941‘de Kırşehir’de düzenlenen “Atatürk’ün Kırşehir’e geliş yıldönümü kutlaması” nedeniyle “Kırşehir Halkevi Salonu”’nda bir konferansta duyurmuş anı toplamasının ve araştırmasının ipuçlarını…
Sonradan Sırrı KARDEŞ, dostlarının da önermeleriyle bu konferanstaki konuşmalarını kitaplaştırmayı kafaya koymuş.
Edindiği bilgilerle yetinmeyen Sırrı KARDEŞ, dönemi yaşayanların anılarına istisnasız ulaşmış.
Çok daha önemlisi;1941–1950 yılları arasında hâlâ hayatta bulunan ve bir çoğu yurdun dört bir yanma dağılmış, belki de “ömürlerinin son demlerini yaşayan ‘canlı tanık”lara “mektup”la ulaşmış… Ve mektupların cevaplarını beklemiş… Aldığı yazılı cevaplar 45 sayfalık bir kitapçığı dolu dolu ve de “kaynak kitap” yapmaya yetmiş.
Aralık 1919 ‘da Kırşehir ve ilçelerinde görev yapan vali, Kaymakamlar, Cemiyet Başkanları, Belediye Başkanları, öğretmenler ve kısaca yaşanan sürece hâkim kim varsa, bir bir ulaşmış Sırrı KARDEŞ onlara…
Kimler yok ki bu küçük kitapçığa anılan giren ve edebileşen:
- Mustafa Kemal‘in Mucur‘a gelişleri sırasında hazır bulunan ve karşılayan dönemim Mucur Kaymakamı ve de en son görev olarak Ankara İI İdare Heyeti Azası iken 1948’de yaşama gözlerini yuman Ahmet Cevat AKIN…
- Aynı dönem, Mustafa Kemal‘in Mucur’a gelişlerinde Mucur’da öğretmen bulunan Servet Hanım…
- Yenice Mahallesi‘ndeki okulda, Mustafa Kemal’in Kırşehir ‘e ilk gelişi sırasında müdürlük yapan ve mini mini öğrenci yavrularıyla büyük önderi karşılayan Öğretmen Ömer AYDIN…
- …Ve şimdi adını bir parka verdiğimiz Halil Sezai ERKUT…
- Büyük önderin Hacıbektaş’a gelişine ait anılarını Sırrı KARDEŞ‘e cevabi bir yazılı mektup olarak ulaştıran eski milletvekillerinden İbrahim TURAN…
- Kırşehir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Başkanı Müftü Halil GÜRBÜZ…
- Hususi Muhasebe Müdürü M. Sıtkı DOĞU (Hacı Bey)…
- Eski belediye başkanlarından Esat ULUSOY…
- Kırşehir Halkevi Azası’ndan Fehmi GÖKBULUT…
- Birinci Dünya Harbi’nden mağlubiyetle çıkılmasının ardından, askerlik görevini ifa edip, üzüntüler içinde Kırşehir’e dönen ve çevresinde Milli Mücadele yapılması gerektiğini telkin eden Mülga Kırşehir Gençler Derneği Umumi Katibi ve Kırşehir Türk Ocağı Reisi Hilmi NURAL…
- Mustafa Kemal ‘in daha Harp Okulu yıllarında başlayan, birlikte gizli cemiyetleşmeye kadar varan dava arkadaşlarından ve sonrasında bu karşılıklı güvene bağlı olarak Kırşehir milletvekili bulunduğu sırada aynı zamanda Şark İstiklal Mahkemesi üyeliği görevinde bulunan Milli kahramanlarımızdan Müfit ÖZDEŞ’in yakın akrabası “Garipoğlu” Reşat ÖZDEŞ…
- Yine dönemin canlı tanıklarından Kaman Belediye Reisi Halil GÖNÇ…
İşte, tüm bu bir dönem tarih tanıklarının az ve öz, birçoğunun el yazmalarıyla Sırrı KARDEŞ‘e verilmek üzere kâğıda dökülmüş tarihsel anılar…
Bu anılar ki; kimileri “yavrum Sırrı neydi o günler?” diye başlamış anlatmaya, kimileri de “Pek muhterem kardeşim Sırrı Beyefendi’ye” diye başlamış…
İşte tüm bu derlenen anılar güzel bir kaynak kitapçık olmuş,
“CHP Halkevleri Bürosu Yayınları’ndan”, ‘Milli, Kültür Araştırmaları Serisi”olarak 1950 yılında basılmış 70 yıl önce…
Şöyle yazmıştım daha 2003’de:
“Kırşehir’de bu ve buna benzer kaynak kitapların yeniden basımı için ne belediye, ne de valilik bugüne kadar hiç akıl etmez. Söz açıldığında Kırşehirliliği ve Kırşehir kültür tarihini kimselerle paylaşmak istemeyecek kadar ileri gidenler, öncelikle Kırşehir kültür tarihine gerçek anlamda ışık tutacak araştırma ve kaynak kitapların, belgelerin daha bir günışığına çıkmasına maalesef katkı sağlamamaktadırlar.”
1950 yılında sınırlı sayıda bir kez basılıp tükenmiş, erişebilirliği zora girmiş bu kitabı duyurduğumda Valilik ya da Belediyece Tıpkıbasımın yapılarak yapılarak ulaşır hale getirilmesini bir köşe yazısı olarak yazdığımda, bir telefon almıştım…
Karşımda yine bir “Sırrı KARDEŞ”ti… Bu köşe yazımın yer aldığı gazete İstanbul‘da bulunan Prof. Dr. İlhan KILIÇÖZLÜ hemşerimize ulaşmış. O da Sırrı KARDEŞ’i aramış. Sırrı Bey de teşekkür mahiyetinde bana ulaşmıştı.
İstanbul’daki beni arayan Sayın Sırrı KARDEŞ, bu kitabın yazan Sırrı KARDEŞ‘in torunuydu…
Burada hemen belirteyim ki Kırşehir’de kent kültür tarihine ilişkin birçok değerli eser bu kitap dahil, Belediye Başkanı Sayın Halim Çakır’ın Belediye Başkanlığı süresinde yürütmekte olduğum Basın Yayın Ve Halkla İlişkiler Müdürlüğüm döneminde ve Kırşehir Belediyesi tarihinde ilk kez , “Kırşehir Belediyesi Kültür-Tarih Yayınları Serisi” olarak basılıp yayınlanmaya başlandı.
Kırşehir’de bu süreçle at başı olarak yine Kırşehir valiliği de 1968 ve 1972 “Kırşehir İl Yıllıkları” dışında tarihinde ilk defa “Kırşehir Valiliği Kültür Yayınları”serisinden bir çok kıymetli kitaplar 2006 yılında dönemin Kırşehir valisi Sayın Lütfüllah Bilgin tarafından basılıp dağıtıldı.
Evet, işte Sırrı Kardeş’in 1950‘de bastırdığı “Heyet-i Temsiliye ve Mustafa Kemal Kırşehir’de”bu kitabın varlığını yaygın olarak duyurmaya ve tıpkıbasımının yapılmasına işaret ettikten birkaç yıl sonra bu kitabı yeniden kentle okurlarla buluşturmak heyecanımı tatlı bir sonla bitirebilmiştim. Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü görevine getirilmemden hemen sonra inisiyatif almamla mümkün olabildi.
Aynı dönemde Hitler Faşizminin Türkiye de “Göçmenliğe” Zorladığı değerli bilim adamı Walter Ruben’in yazdığı; kent kültür tarihi için ciddi önemde ‘İÇ ANADOLU’DA ESKİ BİR ŞEHİR: KIRŞEHİR’”adlı Almanca basılan eserin, Türkçeye çevrilmesi için belediye adına Almanya’da ki yayınevinden telif hakkı için ilk başvuruyu başlattık.
BELEDİYEMİZ; KÜLTÜR İŞLERİNE SEVİYE KAZANDIRMAK ADINA “KÜLTÜR-TARİH KURULU”OLUŞTURMALI
Kent kültür tarihine ilişkin Benzer değerli eserlere erişimde hala sıkıntılar var.
Ülke olarak özelikle yakın Cumhuriyet tarihimize ve “milli tarih hafızamıza” yönelik “Fettullah Gülen Cemaati” ve uzantılarının lanet tohumunu attığı ve yaydığı karalama ve karartma çabalarının değişik sekilerde azgınca sürdüğü günümüzde kentsel hafıza ve kültür dokusunun doğru ve ehliyetli ellerde gelecek kuşaklara aktarımı her zamankinden çok daha önem taşımaktadır.
Daha 13 yüzyılda Anadolu ve Kırşehir tarihinin 1271 genel görüntüsüne ışık tutan ve de birinci el kaynak sayılan Prof. Dr. Ahmet TEMİR’in, daha Doçentken Üçgöz’de Cacabey‘in mütevellilerine ait bir ailenin evinde bulunup rahmetli Cevat Hakkı TARIM‘a teslim edilen “1272 tarihli “Kırşehir Emiri Cacaoğlu Nured din’in Vakfiyesi”nin Arapça ve Moğolca yazılımının tercümesini yaptığı eserde bugün birçok Kırşehirli’nin haberi yok.
Vaktiyle Türk Tarih Kurumu tarafından basılan bu ve benzer eserlerle, Kırşehir kent tarihinin ilk kent tarihi yazarımız rahmetli Cevat Hakkı Tarım’ın eserlerini yeniden gün ışığına çıkarmak gerekiyor.
Bu konuda Kırşehir Belediyesi başlatılan bu süreci devam ettirirken, seviyeyi düşürmeden ve temsili kurumsal seviyeyi düşüren kişisel zafiyetlerle “hatıra gönüle kitap bastırma” gibi “görülebilen işlerin önünü tıkamak” açısından ilgili araştırmacılardan ve akademisyenlerden oluşan bir gönüllü “Kültür-Tarih Kurulu” onayıyla belirlenmesine olağanüstü önem gösterilmelidir.
Kentin dünden bugüne uzanan tarihsel izlerinin, genetik kodlarının gerek cadde sokak vs isimleri ve kentsel mobilyalar ile bütünlük içinde, gelecek kuşaklara kalıcı aktarımlarla korunarak geliştirilmesi, kent kültürünün içselleştirilmesi mutlaka ve en önemlisi bir ehliyet ve liyakat içinde üzerinde önceden ciddi şekilde çalışılmış projelendirmelerle yapılması elzem görünmektedir.
Bu arada özellikle belirmeliyim ki Kırşehir Belediye Başkanlarından Sayın Dr Cahit Gürses döneminde çok isabetli adımlarla “Kaya Şeyhi”nden “Ahmedi Gülsehri”ne, doğru noktalarda yapılan “türbe mezar” düzenlemeleri, ve “Uğur Mumcu Basın Anıtı”,Toklumen’e uzanan “Aşık Sait Anıtı” gibi bir çok kentsel mobilyalara yönelme de Kırşehir Belediyecilik tarihinde ilk parıltılı,korunması ve takibi gerektiren taktire şayan işlerdi.
Yine aynı yıllarda hemşehrimiz Dönemin Kültür Bakanı Sayın Gökhan Maraş’ın katkılarıyla yapılan Ahi Evran ,Aşıkpaşa heykelleri,sonrasında Neşet Ertaş,Bölükbaşı.ve Semsi Yastıman anıtları,“çifçiler anıtı”, Sayın Metin Çobanoğlu döneminde yapılıp sonradan gelenlerle şaşı bakılıp korunamayan “alp erenler anıtı”, Kentin izdüşümleri yönüyle güzel adımlardı.
Yine Kırşehir Tarihinin anası sayılan şehrin göbeğindeki ”Kalehöyük” için geçte kalınmış olsa toprak kaymalarını önlemek amacıyla Sayın Dr Cahit Gürses’in bir bölümüne yaptırdığı “İhata duvarları”ndan sonra höyüğün sürekli toprak kaymasından kurtaran Sayın Metin Çobanoğlu’nun Kılıçözü Çayı’ndan beslenen bir yaygın damlama sulama desteği yöntemiyle büyütüp köklendirdiği meyilli alanlarda “yaygın yeşil örtü” son derece iyi dokunulmuş kalıcı korumacılık ve de iyi bir görsellik taşıyan işlerdi.
Adnan Yılmaz 26.06.2020 Kırşehir